Araştırmaya göre, Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber dünya genelindeki mülteci sayısı 100 milyonu aştı. Milyonlarca insan, evini, sevdiklerini ve ülkelerini sadece çatışmalar nedeniyle değil, iklim değişikliği, açlık ve ekonomik kriz gibi nedenlerle terk etti.
Göç nedenleri
Roma’daki Pontifical Gregorian Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferansta konuşan JRS Centro Astalli’nin direktörü Peder Camillo Ripamonti, ‘‘Bakış açısını değiştirmeli ve ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların yüzlerini ve hikâyelerini düşünmeliyiz’’ dedi. ‘Tarihin dönüm noktasında mültecilerle’ başlıklı konferansın konuşmacılarından biri Vatikan Dışişleri Bakanı Başepiskopos Paul Richard Gallagher oldu. Göçün kaçınılmaz bir olay olduğunu belirten Başepiskopos Gallagher, ‘‘Siyasi liderlerin cömertlik ve dayanışma ruhu olmadan böylesine karmaşık bir sorunu ele alması düşünülemez’’ dedi.
‘Tarihin dönüm noktasında mültecilerle birlikte’ olmak, acil durum mantığından uzaklaşmak ve göç olgusuna yapılandırılmış bir yanıt vermek anlamına geliyor. Ancak demokratik ilkelerin ve insana saygının temel taşlar olarak kabul edildiği Avrupa’da bile, mültecilere yönelik ayrımcılık olayları artıyor. Her ülkenin göçmen yönetimine ilişkin kendi kurallarını belirleme hakkına sahip olduğunu belirten Başepiskopos Gallagher, ‘‘Kişilerin onuru ilkesine dayanarak, sayılarla değil insanlarla uğraştığımızın kavranması gerekir’’ dedi.
Barış, sadece savaşın sonu değildir
Papa Françesko, geçtiğimiz günlerde barış arayışının, aynı zamanda ruhsal hazırlık ve entelektüel dürüstlük gerektiren uzun ve zor bir yol olduğunu söyleyerek, ‘‘Yaratılış’a karşı işlenen suçlar ve gıda güvensizliği gibi savaşı kışkırtan temel nedenlere göre hareket etmezsek, savaşı sona erdirmede başarılı olamayız’’ dedi.
Başepiskopos Gallagher, ‘‘Barış armağanı, her zaman nasıl karşılayacağımızı bilmemiz gereken bir armağandır. Bugün Avrupa’da yaşananlar bizi bir arada yaşama kültürünü ve başkalarını tüm çeşitliliğiyle kabul etme yeteneğini yenilemeye çağırmalıdır’’ dedi. (vatican news)