Hrant Dink, öldürülmesinin 12. yılında, vurulduğu yer olan Agos Gazetesi’nin eski binasının önünde her sene olduğu gibi yüzlerce kişinin katılımıyla anıldı.
Türk, Ermeni ve Kürt farketmeden birçok insan, program boyunca tek bir ağızdan, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz!’’ naraları attı.
Program Hrant’ın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın’ın sunumuyla gerçekleşti. Sarı Gelin de dahil olmak üzere Ermenice şarkılar çalındı. Aralarda Bülent Aydın yüreklere işleyen sözler söylemeye ve topluluğu, “Biz bitti demeden bitmez!”, “Hepimiz Hrant’ın hepimiz Ermeniyiz!”, “Öldür diyenler yargılansın”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Hrant için, adalet için!” gibi sloganlar söylemeye teşvik etti. Halk da tüm bir ağızla bu sloganlara eşlik etti.
Hrant’ın Arkadaşları’ı Osman Kavala’nın Silivri Cezaevi’nden yolladığı mesajı, Hrant’ın Arkadaşları’ndan Asena Günal okudu. Osman Kavala’nın mesajında şu ifadeler yer aldı: “Yüreğim orada olsa da, 19 Ocak’ta sevgili Rakel Dink’i, Hrant’ın ailesini görememek, Hrant’ın arkadaşlarıyla, Hrant’ı kardeş olarak bellemiş sizlerle birlikte olamamak benim için büyük üzüntü kaynağı.
Uzakta kalınca, 19 Ocak’ta, Hrant için adalet talep etmenin ne kadar önemli olduğunu daha güçlü bir şekilde hissediyorum. Hrant’ın resmine, ışıldayan yüzüne baktıkça, ülkemizde öldürülen namuslu insanları görüyoruz. İçimizi ısıtan sesini duyduğumuzda, ülkemizde yaşanan tüm adaletsizlikleri ve kıyımları hatırlıyoruz. Hukuka saygılı bir devletin vatandaşı olmanın onurunu hissetmek istiyoruz.
12 yıl önce burada, insanların kardeşlerine karşı ne kadar kolay silah doğrultabildiklerine şahit olduk. Hrant’ın öldürülmesi bizlere, bir çocuğun katile dönüşmesinin nasıl önleneceğini daha fazla düşünmeye zorluyor. Hrant’ın öldürülmesi bizlere eşitlik, özgürlük, kardeşlik için daha fazla mücadele etme sorumluluğu getiriyor.
“Bunlar için Hrant’la birlikte olacağız, Hrant’tan güç alacağız.”
Bülent Aydın’ın, “Bu ülkede, güvercin tedirginliğinde, gerçek failleri bulunmamış suikastler ile yaşamak istemiyoruz’’ sözlerinden sonra, Hrant Dink’in kendi sesinden, kendisinin yaşadığı bir olay dinlendi. Dink’in anlattığı olaydaki, “ ‘Su çatlağını buldu’ dedi, ben orada döküldüm. Anadolu insanının ürettiği bu deyişten döküldüm.
O zamanlar Demirel, ‘Ermeniler’e üç çakıl taş vermeyiz’ diye bir söz etmişti. Ben de bu kadının öyküsünü yazmıştım ve demiştim ki, ‘Evet, biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin, bu toprakları alıp gitmek için değil. Bu toprakların gelip dibine girmek için. Teşekkür ederim’”sözleri yüreklere işledi.
Hrant’ın Arkadaşları adına, yine Hrant’ın bir arkadaşı konuşma yaptı. 2 Nisan 1948’de öldürülen büyük yazar Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, Hrant Dink için hazırladığı konuşmada şu sözleri dile getirdi; “Seni aramızdan alan karanlığa karşı, senin ve ailenin yanında durmak için, ellerinle kurduğun, büyüttüğün gazeten Agos’un önündeyiz.
Gözaltındayken kaybedilen ve akıbetini hala bilemediğimiz babam ne yazık ki, bu ülke tarihinin ne ilk ne de son kaybı oldu.
Öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından; toplumda gitgide derinleşen ve hiçbir biçimde tedavi edilemeyecek yaralar açıldı. Sadece Ocak ayı, onca canımızı anımsatıyor bize. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy; bize ocak soğuğundan bakıyorlar. Şubat’ın ayazında Abdi İpekçi var…
Ne var ki, güneşin sabah doğması kadar doğal ve değişmez bir gerçek var evrende; hafıza. İnsan hafızası kaybolan, kaybedilen, yok edilen, yakılan, parçalanan değerlerimizi unutmaz.
Sevgili Hrant, yine de o kadar umutsuz değiliz. Susmayanlar var. Hala buradayız, bir yere gitmiyoruz, vazgeçmiyoruz.
Sizler, kaybettiğimiz bütün değerlerimiz, bize ocak ayazından bakarken; biz burada, her yıl gençleşen kalabalıklarla, ‘vazgeçmiyoruz’ demeye devam ediyoruz. Umut burada, bu topraklar bizim, bu ülke bizim.”
85 sanıklı cinayet davasının 88. duruşmasının, önümüzdeki Mart ayında yapılacağı da program sırasında dile getirildi. Bülent Aydın, Hrant Dink için adalet aramayı, “Adalet Nöbeti” olarak adlandırdı. “12 yıldır bu meydanda haykırdığımız, Adalet mücadelesinin simge sözüyle, gelin hep birlikte bir bir daha söyleyelim” diyerek insanları tekrardan sloganlar atmaya teşvik etti. Ardından, “Hrant Dink’in davasına sahip çıkmak, onun hayalleri doğrultusunda mücadeleyi sürdürmektir. Hrant bu ülkede barışı ve adaleti istedi. Üstelik bunu yaşamı boyunca barışın ve hakikatin diliyle istedi. Hem geçmişle yüzleşelim, hem de ortak bir gelecek kuralım, dedi. O yüzden Hrant Dink, içimizdeki acı kadar, umudumuzun da simgesidir. Barışın dilinin gücüne inanan insanlarız” diyerek sözlerine devam etti.
Bülent Aydın, “Sesiniz hiç kesilmesin, bu vicdan denizi bu ülkede hep var olsun. Sizler, Hrant’ın Arkadaşları, vicdanlı insanlar, adalete sahip çıkanlar; sağ olun, var olun arkadaşlar” diyerek sonlandırdı.
(SAT-7 TÜRK/Dilara AĞABAPYAN)
