Ermeni Apostolik Kiliseleri’nde “Dındesi Giragi” (Kurnaz Kahya Pazarı), Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. Yenikapu Surp Tateos Partoğomeos Kilisesi’ndeki ayine riyaset etti ve vaaz verdi.
03 Mart 2024 Pazar günü, Büyük Oruç döneminin “Dındesi Giragi” (Kurnaz Kahya) Pazarında, Yenikapı Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Apostolik Kilisesi’ndeki Surp Badarak’a (Kutsal Sunu Ayini) Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. riyaset etti ve vaaz verdi.
Kilisenin din görevlisi Peder Zakar Koparyan eli ile ve kapalı perde sunulan Surp Badarak’ta, Diyakoslar Vahram Lüleciyan, Hraçya Surenyan, kıdemli okuyucu ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler. Günün İncil okuma parçasını Diyakos Hraçya okudu.
Yenikapı Kilisesi vakfı başkanı Murat Karaman, yönetim kurulu üyeleri ve inanlıların hazır bulunduğu ayinde İlahileri, kıdemli okuyucu Hagop Çavuşyan yönetiminde gönüllü okuyucular seslendirdiler.
Surp Badarak’ın ardından Patrik SahakII, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
”Sevgili kardeşlerim Büyük Oruç’un haftaları ilerliyor ve biz İncil’den, hayatımızı Tanrı’nın istediği gibi yaşama yönünde bir bilgelik edinmek istiyoruz çünkü hayat çabucak geçiyor ve biz bu hayatı tanımak istiyoruz.
Peki hayat dediğimiz bu gizemli değerin uzmanı kim? Kim en iyi bilir? Kime gidip hayatımla ilgili soracağım? Hayatımı en iyi şekilde nasıl yaşayabilirim diye kime soracağım?
Bu İncil, Tanrı’nın sözü, bizi yaratan Tanrı bize gönderdi. Orada hayatımızın anlamını, nerden gelip nerye gittiğimizi bize anlattı dolayısıyla en iyi şekilde biz hayatımızla ilgili verileri, Kutsal Kitap’tan ediniriz. O’nu okuyacağız, anlamaya çalışacağız, böylece hayatımızı en iyi şekilde nasıl değerlendirebiliriz onu öğreneceğiz.
İsa hayatla ilgili konuşurken kendisine çok gülüyorlardı, çünkü İsa zenginliğin önemli olmadığını, insanın Tanrısıyla barışması gerektiğini, sevgi dolu olması gerektiğini, iki gömleği olanın birini olmayana vermesi gerektiğini söylüyordu ve sadece söylemiyordu böyle yaşıyordu kendisi.
Bu yoksunluk niye? Tanrı niye bu yoksunluğu veriyor? Çünkü Tanrı bolluğu vermişti ama o bolluğun kaynağının Tanrı olduğunu anlamamıştır. Bizdeki hiç bir zenginlik bize ait değil, hepsi bize verilmiş bir lütuf ve bizden alınacak. Akıllı insan bunu yaşarken fark eder.
Tanrı’nın zenginliğiyle zenginiz biz, O’nun evlatları olarak bize verdiği zenginlikle zenginiz hepimiz, O’nun zenginliği bizi kuşatıyor, bunu şimdi fark etmemiz lazım. Nasıl fark edeceğiz? Minnettarlık, şükür dediğimiz bir duygu vardır. Ben Tanrı’nın bana verdikleriyle zenginim, yaşadığım huzuru, kazandığım parayı, ailemi, dostlarımı, giysilerimi hepsini O’nun sayesinde edinmişim şükr olsun. Benim zenginliğimin kaynağı O.
Tanrı’nın bize anlatacağı şeyler var kardeşlerim. Şimdiden dinleyelim onları, zaman ayıralım. Ne güzel yaptın sabah kalktın Haç’ını çıkardın bir Kilise’ye gideyim, Rab’bin evine, Baba’mın evine gideyim, orada kardeş kızkardeşlerimle dua edeyim dedin. Günahlarımı O’nun önüne sererim, O’ndan sağlık sıhhat isteyeyim, dostlarım için dua edeyim, iyi dedin. Çünkü seni hayatta kuşatan o kadar çok meşgalelerin, arzuların, dileklerin var ki, onların içinde kendini yitirmen çok kolay, en kolay şey insanın kaybolması.
Büyük Oruç dönemi işte böyle akıllanma dönemi, aklımızı yeniden başımıza almamızın dönemi ve hayatımızla ilgili düşünmemizin zamanı. Bir kere geldin hayata. İsa diyor ki; ‘Bir kişi bütün dünyayı kazansa kendi canını kaybetse ne kazanmış olur.‘ Onun için gelin biz ayık ve uyanık olalım.”
Vaazların ardından tüm Rab’de uyuyanlar için Hokehankisd (Ayin-i Ruhani) duaları okundu, İncil okuma parçasını Peder Zakar okudu. Ardından hep birlikte söylenen Rab’bin Duası ve Patrik Sahak II’nin kutsaması ile tören son buldu.
