26 Nisan 2024 Cuma

‘İman ve Bilim Birbirleriyle Çelişkili Midir?’

Karaköy-İstanbul’da Sen Piyer Kilisesi’nde ilahiyatçı Jean-Marc Balhan ve nükleer fizikçi Gül Akdağ ‘İman ve Bilim Birbirleriyle Çelişkili midir?’ konusunu tartışmak üzere 27 Nisan 2018 tarihinde bir araya geldi. Saat 18:30’da başlayan konferans yaklaşık olarak 2 saat kadar sürdü.

Bu konuda kafası karışık olan veyahut konu ile ilgili merak içinde olan kişilerin katılımıyla gerçekleşen konferansın sonunda katılımcılar sorularını ilgili kişilere ilettiler.

Konferansın başlamasıyla beraber mikrofonu eline alan ilahiyatçı Jean-Marc Balhan; ‘iman, ilahiyat ve doğa bilimleri’ tanımlarıyla ilgili detaylar verdi.

İman nedir? sorusuna Katolik Kilisesi’nin kateşizmine göre, “iman insanın, kendisini insana açıklayan ve veren, aynı zamanda yaşamının nihai anlamının peşinde olan insana bolca ışık veren Tanrı’ya yanıtıdır.” Yani iman, Tanrı’nın seslendiği ve insanın cevap verdiği bir ilişkide olur şeklinde açıklamalarda bulundu.

İlahiyatçı Jean-Marc Balhan, ‘İman nedir’ sorusuna yaptığı alıntıdan sonra ‘Din Bilimlerinde’ başkalarının Tanrı hakkında ne dediklerini veya dışarıdan ne dediklerini araştırıldığını belirtti: “İlahiyatta, kendi inancımızdan başlıyoruz ve “Bizim inandığımızı” yansıtıyoruz. Bu nedenle iman olmadan ilahiyat olmaz. Bir başka deyişle, Aziz Augustinus’un 4. Yüzyılda söylediği gibi: “Anlamak, imanın ödülüdür. Öyleyse, inanmak için anlamaya çalışmayın, ama anlamak için inanın, çünkü eğer inanmıyorsanız, anlamayacaksınız.”” dedi.

İlahiyatçı Jean-Marc Balhan, ek olarak ilahiyatın sorduğu şu sorular üzerinde de durdu: “Bizimle konuşan bu Tanrı kimdir? O bizimle neden, nerede ve nasıl konuşuyor? Biz nerede ve nasıl cevap verebiliriz? Dünyanın, insanın, kendimin Onunla olan ilişkisi nedir?”

Yaratılışla ilgili sorular üzerinde durmasının ardından bu soruları şu şekilde cevapladı: “Yaratılışın, bilimsel bir terim olmadığını belirtmek önemlidir. Yaratılış, önceden var olan başka bir şeyden yeni bir şey üreten fiziksel bir neden değildir. Bu “metafizik” bir ilişkidir, yani gayri-varoluştan varoluşa geçiştir.”

İlahiyatçı Jean-Marc Balhan, ‘İlahiyatı’ açıkladıktan sonra ‘Doğa Bilimlerine” ise şöyle bir giriş yaptı: “ Doğa Bilimlerinin gerçeğe bakma şekli farklıdır. Doğa Bilimlerinin, gerçeğin öne yerleştirilmesi ve en temel bileşenlerini, bilimsel bir yöntem olan indirgemeci nitelikle incelenmesi gerekir.

Doğa bilimleri, bu nedenle metodolojik olarak “Materyalist” dir. Bilimsel yöntemi kullananlar doğa ile ilgili yaptığımız hipotezleri test ettiğimiz deneysel çerçevenin dışında kalan her manayı yok sayarlar. Doğa bilimleriyle ilgili son olarak fizik ve biyoloji üzerinde durdu.

Yaptığı tanımların ardından ‘İman ve Bilim birbirleriyle çelişkili midir?’ sorusunun cevabını dört madde(Uyum, Teolojik totalitarizm, Bilimsel totalitarizm ve Neden çelişkiler var?) ile açıkladı.

İlahiyatçı Balhan, ‘Uyum’ hakkında, her ikisinin de kendi sınırlarını kabul ederse yani birinin, diğerini gibi davranmadan, hatta diğerini totaliter bir perspektifle sığlaştırmadan kabul ederse, barış ve uyum içinde yaşayabileceklerine dikkat çekti. Ve günümüzde de, ilahiyat bilimle verimli bir etkileşime girmeye devam edebilir.

Teolojik totalitarizm hakkında ise, ilahiyatın ‘doğa bilimleri’ anlamında bir bilim dalı olduğunu iddia etmesi halinde, totaliter bir köktencilik haline gelebileceğini vurguladı.

Bilimsel totalitarizm üzerine ise, “Epistomolojik(bilgi felsefesi) anlaşmacılık yapmanın bir başka yolu da, geçerli bilgi sayılabilecek tek bir söylem türü olduğunu söylemektir.”

Son olarak ‘Neden çelişkiler var?” sorusu üzerine, Tarih boyunca ilahiyat ve bilim arasında neden bir çelişki olduğunu anlamak birinin diğerini neden yutmaya çalıştığını anlamak için ilahiyat ve bilim karşılaştırmasına üçüncü bir terimi politikayı eklemenin gerekliliğine dikkat çekti. Ve kendimize ilahiyat, bilim ve politika arasındaki ilişkilerin doğası sormamız gerekliliği üzerinde durarak sözlerini bitirdi.

Daha sonra mikrofonu eline alan nükleer fizikçi Gül Akdağ ise, insanın diğer türlerden farklı olması ve bu farkın nedeni üzerine konuştu. Bu farka ek olarak, insanın düşünce ve alışkanlıklarının farklarına ise ayrı bir parantez açtı. Farklılıkların yanı sıra ortak özelliklere de şu örnekle dikkat çekti: “Çocuklarda görülen ortak hastalıklara rağmen kendi öznel yapıları bulunmaktadır.”

Ardından nükleer fizikçi Akdağ, Kutsal Kitapla tanışmadan evvel bilimle ilgili soruların cevaplarından tam olarak emin olamadığına fakat daha sonraları ise aklındaki soruları daha rahat çözümlediğini belirtti.

‘Konum ve Zamanın’ önemine de vurgu yapan nükleer fizikçi Akdağ, eski antlaşmadan alıntılarda bulunarak açıklamasını zenginleştirdi. Dikkat çektiği en önemli nokta ise, günümüz insanlarının Tanrısal sorularla ilgili cevapları aramak yerine dünyevi meşgaleler olan para, statü ve güç gibi geçici şeylere yoğunlaşmaları oldu.

Ölümün tarihselliğinin ise indirgemeci bir şekilde bilimle açıklanamayacağını söyledi ve kutsal kitabın bu konuda ışık tutacağını ifade etti. Günümüzdeki ruhsal hastalıkların bazılarının temelini ise Tanrı ile ilişki kurulmamasına bağladı. Tanrı’nın ‘Zaman ve Mekan’ ile kısıtlanamayacağı konusu ise bir hayli dikkat çekti: “Doğa bilimleri çözümlenemeyen binlerce mucize var” dedi.

Bazı Bilim adamlarına da değinen nükleer fizikçi Akdağ: “Bilim adamları doğayı kavramak için kutsal kitabı çok iyi biliyorlar ve araştırmalarında referans olarak kullanıyorlar. Ancak zamanla kutsal kitaptan bazıları maalesef uzaklaştılar.”

Günü özetlemek adına ‘Bilim ile Tanrı’ nın karşı karşıya getirilmemesi gerektiğine değindi ve bilimin araç olarak kullanılması gerektiğiyle sözlerini noktaladı.

Konferansın ardından katılımcılara Sen Piyer Kilisesi’nin Pederi tarafından hazırlanan lezzetli bir çorba, börek, salata, tatlı ve meyve ikram edildi. En son katılımcılar bireysel olarak sorularını ilgili kişilere sorarak zaman geçirdiler. (SAT-7 TÜRK/Kaan)

24 Nisan Anma Töreni, Kutsal Sunu Ayini ile Gerçekleştirildi

24 Nisan anma Surp Badarak'ı (Kutsal Sunu Ayini) Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nde sunuldu. Türkiye Ermenileri Patriği...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Nisan Vesilesiyle Yayınladığı Mesaj

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye Ermenileri Patrikliği ve Ermeni toplumuna gönderdiği 24 Nisan taziye mesajı, bugün İstanbul Kuzguncuk Surp...

Türkiye Ermenileri Patrik Sahak II’nin 24 Nisan Anması Mesajı

Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, 24 Nisan anması için bir mesaj yayınladı. Bugün 24 Nisan. Bu...

Hindistan’da Şifa için Dua Edilmesi Yasaklandı

Hindistan'ın Assam eyaletinde hastaların şifa bulması için dua edilmesi yasaklandı. Karar, Hristiyanlar tarafından endişeyle karşılandı. 2024 tarihli yasa...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi