Türkiye Ermenileri Kadasetli Patriği Sahak II, Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’ nde 01 Ağustos Pazar günü gerçekleşen Kutsal Sunu Ayinine riyaset etti, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi.
Türkiye Ermenileri Patrikliği Adalar din görevlisi Rahip Harutyun Damadyan eli ile gerçekleşen Surp Badarak’ta kilisenin Diyakos ve okuyucuları Rab’bin sofrasına hizmet ettiler. İlahileri Sirun Sirunyan’ın orgu ve Diyakos Artun Tekiroğlu yönetiminde Nersesyan Korosu üyeleri seslendirdi.
Patr. Sahak II Ermenice ve Türkçe olarak, günün İncil okuma parçası üzerine vaazlar verdi. Türkçe Vaazından bazı başlıklar şöyle:
“Kilisemiz kurtuluş gemisidir”
”Sevgili kardeşlerim, hayatımızın pek çok sorunu var ve biz o sorunlardan kurtulmak istiyoruz. Biliyor musunuz bizim için bu dünyada kurtuluş yok. Yani bu dünyada kurtarabileceğimiz hiç bir şey yok. Bu dünyada kurtarabileceğimiz şeyler zamana ve mekana mahkum olmuş… Asıl kurtuluş bu dünyada değil. Niye biliyor musunuz? Bu dünya yıkılan bir dünya. Bu dünya müsvette bir dünya. Hiç bir varlık sonsuz değil bu dünyada. Dolayısı ile biz, yıkımlar içinde varlığımızı sürdüren, yıkılmaya mahkum yaratıklarız. Bu kaçamayacağımız bir gerçek… Biz bunu fark etmeliyiz ve demeliyiz ki “kurtulmalıyım ben.” Peki kurtuluş nereden gelecek? Her şey yıkılıyorsa, tutunacağın hiç bir şey yoksa senin, kurtuluşun bu düzlemden gelemez. Yukardan gelmesi lazım. Onun için İsa bu günkü İncil okuma parçasında diyor ki <yukarı alındığımda herkesi kendime çekeceğim. Kurtuluşunuz bu olacak sizin.> Bize ait olan her şey bizden alınacak ama bir kurala göre alınacak. Bir yasaya, zamana, takvime göre alınacak. Biz buna Tanrı’nın iradesi diyoruz. Tanrı’nın planı diyoruz. Mezmur 139’un dediği gibi “Henüz daha doğmadan benim için saptanmış günler senin kitabında yazılmıştır.” Diyor Mezmur yazarı. Ve İsa dedi <Yer ve gök geçecek ama benim sözlerim geçmeyecek>. O zaman Tanrı sözleriyle biz iç içeyiz aynı zamanda. O sözler, Kutsal Kitap’ta yazılı olan sözler değil sadece, her taşın içinde, her atomun içinde, her molekülde, bitkide, hayvanda yazan Tanrı sözleridir. Yasalardır. Biz onlarla beraber yaşıyoruz. Dolayısı ile bizim kurtuluşumuz, bu Tanrı sözünden gelecektir. Bize uzatılmış bir ip var, bu dünyaya ait olmayan, öteki dünyadan bize ulaştırılmış kopmayacak bir ip var ; Tanrı sözleri, Tanrısal söz, Tanrısal vaat… İşte bize dışardan yardım eli gelmedikçe, kurtuluşumuz ve kurtarıcımız bu dünya, bu çürüme sisteminin dışında olmadıkça biz kurtulamayız. Oradan bize kurtuluş gelmeli. Oradan bize kurtuluş ipi atılmalı. İşte onun için biz kurtuluşu göklerde arıyoruz… Ölümsüz, kutsal Tanrı’yla yaşayanlar var. Ve bize o ip atılmış. Bizi kurtaracak başka kütükler var, bankadaki paramız, tapularımız, çoluğumuz, çocuğumuz, arkadaşlarımız, dostlarımız var. Tutulabiliriz o kütüklere ve tutunmalıyız. Ama şelaleye kadar bize yardım ederler. Şelaleye düşmeden önce biz, bize yardım edecek olanı seçmeliyiz. Tanrı’nın bize gönderdiği kurtarış araçlarını bulmalıyız. Biz güvende değiliz. Pandemiden dolayı mı değiliz? Hayır. Güvensiz bir dünyada yaşıyoruz. Pandemi olmaz başka bir şey olur. Düşmanımız kendi kalbimiz olur. Bilmiyoruz biz. Peki nasıl kurtulacağız bundan? Tanrı’nın bizi çağırdığı, içine girmemiz gereken yerlerde olarak… Kilisenin sembolü nedir bilir misiniz? Bir kayıktır. Bir gemidir, üstünde de bir Haç vardır. Kilisenin sembolü budur. Bu Nuh’un gemisidir. Kilisemiz kurtuluş gemisidir. Onun içine girmeliyiz. Tanrı diyor ki ; “Gir bu kiliseden içeriye, vaftiz ol ve vaftiz antlarına sadık ol. Büyü Hristiyanlık’ta, doğru insan olmayı öğren. İsa Mesih’i öğren. Ölmüş ve dirilmiş olan Kurtarıcı’yı tanı. O’na sarıl, O’nunla bir ol. O’nun bedeninden ve kanından al. Senin ruhunda ölümsüz bir şeylerle ilişki kur. O ipi tut.” Burası bu kilise, bizim gemimizdir. Onun için biz neye inandığımızı, bu akan ve her şeyin değiştiği bu dünyada neye bağlanacağımızı iyi seçmeliyiz… Meleğin anlamı habercidir. Melekler haberci demektir. Dolayısı ile bize gelen, kurtuluşumuzu müjdeleyen herkes bir melektir. Sana Tanrı’nın yollarını gösteren kitap senin meleğindir, onu dinleyeceksin. Be melekler ne diyor? Ayrılın oradan ve yüksek yerlere çıkın. Yüksek yerler neyi sembolize ediyor? Bu dünyadan yükselmeyi. Nasıl yükseliriz biz bu dünyadan? Dua ile. Yeni bir dünyaya gireriz. Yükseliriz biz dua ile. Dua etmeyi öğrenmeliyiz biz. Kurtuluşumuz için bu gereklidir. İsa dedi <Bana geleni asla geri çevirmem. Ben nerdeysem beni takip eden de orada olacak. Diriliş ve yaşam benim. Bana iman eden ölmez, ölmüş olsa bile ölümden hayata dönmüştür.> Onun için lütfen dua edin. Özellikle gece dualarınızı ihmal etmeyin. Tanrı’nın ipini tutarak uykuna dal. Yüreğinde imanla, Tanrı ile barışmış olarak uykuya dal. Kilisenle bağını kurmuş. Onun içinde imanlı bir üye olarak uykuya dal.Ki bu gemi seni kurtarsın. Bu gemideki ip seni çürümeyen bir dünyaya, ölümsüz bir dünyaya çeksin.”
Vaazların ardından Kominyon dağıtımına geçildi. Ayin sonunda tüm Rab’de uyuyanlar için “Hokehankisd” duaları okundu.Tören Rahip Harutyun Damadyan’ın son takdisi ile sona erdi.
