Pazartesi (13 Ocak) akşamı Şişli Cemil Candaş Kent kültür merkezi, Julya Mutlu ve arkadaşlarının sunduğu bir gösteriye sahne oldu.
Gösteride, yöresel şarkılar ve danslarla binlerce yıldır Anadolu topraklarında yaşayan Ermeni halkının yaşamını ve kültürünü, yöresel kıyafetleri ile süsleyip, bir köyde yaşanan, içinde ölüm, doğum, vaftiz ve düğün temalarını barındıran bir dönem hikayesini anlatıldı.
Grubun genel yönetmeni ve tasarımcısı Julya Mutlu. Senaryo ve sahneleme, Aram Gostanyan. Dans eğitmenleri Janin Papazyan ve Julya Mutlu. Aranjör Ari Aliciyan. Solistler ise Tatyana Bostan, Maral Ataman ve Murat Peynirci. 43 kişilik dans ekibinden oluşan bir grup.
Gösteride, kültür merkezini tamamen dolduran sanatseverlerin yanısıra, Türkiye Ermenileri 85. Patriği Kadasetli II. Sahak Maşalyan, Ermeni Katolik cemaati ruhani önderi Kerabaydzar Levon Zekiyan, Ermeni Apostolik kilisesinden bazı ruhaniler de bulundu.
Gösterinin başlamasına kısa bir süre kala kültür merkezine teşrif eden patrik hazretleri, fuayede bulunan Hatice Yanık’a ait sergiye de ilgi göserip bilgiler aldı. Salona geçmesinin ardından başlayan gösteri boyunca, hareketli eserlerde izleyiciler ile birlikte, din adamları da alkış tuttu. Gösteri sonunda Julya Mutlu, Janin Papazyan ve Aram Gostanyan sahneden inerek Patrik hazretleri ve diğer din adamlarına ilgilerinden dolayı teşekkür edip, gönül sözü için mikrofonu Kadasetli Patrik II. Sahak’a verdiler. Patrik Maşalyan da konuşmasında şöyle dedi: “Bu geceyi tertipleyenlere çok teşekkür ederiz. Gerçekten de bu akşamki gösteri, bizleri geçmişimize ve köklerimize götürdü. Bizlere sevinç ve mutluluk yaşattı. Değerlerimizi, ananelerimizi, kültürümüzü, müzik ve danslarımızı, böylesine güzel,başarılı bir gösteri ile bizlere ve tüm dünyaya sunan başta Julya Mutlu ve tüm arkadaşlarına özel teşekkürlerimi sunarım. Yeni patrik olduğum bu günlerde, bu harika gösteriyi bana verilmiş bir hediye olarak görüyor ve kabul ediyorum. Bu gösteride aslında felsefik bir yaklaşım var. Görüyoruz ki, kıyafetler, alışkanlıklar değişse de İnsan değişmiyor. İnsan sadece yaşamıyor, yaşadığı her dönemde güzelliklerle yaşamak istiyor. Bunu sebebi ise Tanrı’nın içimize koyduğu estetik duygusudur. Tanrı yaşadığımız her şeyi güzel yaşamamızı istemiş. İnsanoğlu da yüzyıllar boyunca buna gayret etmiş.İkinci bir felsefik yaklaşım da hayatın hızla akıp gittiği ve insanların bunu yakalamaya çalışması. Bu acele içerisinde ise yaşamayı unutuyoruz, oysa nereye yetişeceğiz biz. Bu gösteriden çıkaracağımız bir ders te hayatı ağır ve sakin yaşamamız gerektiği. Bu ekipteki arkadaşlar çok şanslı çünkü sadece hayatın koşturmasına kapılmamışlar, provalara ve bu gösteriye zaman ayırıp yaşantılarını sakinleştirmişler. Hayat daima alınteri değildir hayat ondan zevk almaktır, eğlenip dans etmektir aynı zamanda. Tanrı bunun için yarattı hayatı. İşte bu arkadaşlar da bunu gerçekleştirmişler. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum” sözlerinin ardından grubun toplu selamı ile gösteri son buldu.
