Papa Françesko, Pazar günü, nadir görülen hastalıklarla mücadele eden çocukların Tanrı’nın sevgisini ve merhametini hissedebilmeleri için dua etti.
Papa, 28 Şubat’ta Aziz Petrus Meydanı’nda kendisini dinleyen inanlıları selamlayarak, ‘‘Bugün Dünya Nadir Hastalıklar Günü’’ dedi. Papa Françesko, ‘‘Bu alanda çalışmalarda bulunan bazı dernek üyelerini selamlıyorum. Nadir görülen hastalıklar söz konusu olduğunda, dernekler tarafından sağlanan dayanışma ağı her zamankinden daha önemlidir. Kendini yalnız hissetmemeye, deneyim ve tavsiye alışverişinde bulunmaya yardımcı oluyor’’ sözleriyle konuşmasına devam etti.
Avrupa İnsan Genetiği Dergisi’nde yakın zamanda yayınlanan araştırmaya göre, nadir olarak sınıflandırılan ve yüzde 70’i çocukluk döneminde görülmeye başlayan 6bin’den fazla hastalık mevcut.
Papa, nadir görülen hastalıkların araştırıldığı girişimleri desteklediğini ve bu hastalıklarla mücadele edenleri önemsediğini belirtti ve, ‘‘Hastalara, ailelere ama özellikle çocuklara yakınlığımı ifade etmek istiyorum. Hasta ve acı çeken çocuklara yakın olun, onlar için dua edin, Tanrı’nın sevgisini ve merhametini hissettirin. Nadir görülen hastalıklarla mücadele eden tüm insanlar için, özellikle de acı çeken çocuklar için dua ediyoruz’’ dedi.
Dünya Nadir Hastalıklar Günü, farkındalığı artırmak amacıyla 2008 yılında Avrupa Nadir Hastalıklar Örgütü tarafından oluşturuldu. Integral İnsani Gelişim Başkanı Kardinal Peter Turkson, Dünya Nadir Hastalıklar Günü için mesaj yayınlayarak, ‘‘Nadir görülen bir hastalıkla mücadele eden insan, toplumun en savunmasız grupları arasındadır. Bu hastalıkların genellikle tedavisi yoktur, kronik, ilerleyici, dejeneratif ve engelleyicidir. Çoğunlukla çocuklarda görülür ve maliyetli tedaviler gerektirir’’ dedi.
Kardinal, COVID-19 salgınının nadir hastalıklarla mücadele edenlerin hayatını nasıl güçleştirdiğini belirterek ‘‘Papa Françesko’nun işaret ettiği gibi, savunmasız insanlara her zaman veya adil bir şekilde bakıma erişim olanağı sunulmuyor. Bu, siyasi kararların, kaynak yönetiminin ve sorumluluk sahiplerinin vaadinin bir sonucudur. Hastaların bakımı ve yardımı için kaynak yatırımı, sağlığın temel ilkesiyle bağlantılı bir önceliktir’’ dedi.
Turkson, ‘en savunmasızların ihtiyaçlarının unutulmaması ve kimsenin geride bırakılmaması için uluslararası işbirliğini, bilgi paylaşımını ve daha sürdürülebilir ve kendini yenileyebilir sağlık sistemlerini teşvik ederek’ siyasi liderleri ve kurumları tüm nüfus adına sağlık hakkını garanti altına almaya çağırdı.
Kardinal, ‘‘İnsan onurunun desteklenmesi, yoksullar ve savunmasızlar ile dayanışma, ortak fayda ve yaratılışın korunmasına dayanan bir bakım kültürünün teşvik edilmesi şarttır. Yalnızca en savunmasız kişilerin bakım ve sağlık hizmetlerine erişimini sağlayarak, kimsenin kendini yalnız, terk edilmiş veya dışlanmış hissetmediği daha insancıl bir toplum inşa edebiliriz. Sevgili kardeşlerim, bu Oruç Dönemi’nde insanları Tanrı’nın onları oğulları ve kızları olarak sevdiğini anlamalarına yardım edin. Bu dönem acı çekenler, terk edilmiş olanlar ve sıkıntı yaşayanlar için umut etme ve sevilme zamanı’’ ifadelerinde bulundu. (CNA)
