Ermeni Kiliselerinde, Büyük Oruç dönemi “Arevakal” (Gündoğumu) ve “Hısgum” (İstirahat) dualarına devam edildi. 28 Şubat Pazar günü ise Ermeni Kilise takvimine göre “Anaragi Giragi” (Yaramaz Oğul) haftası gerçekleşti.
Türkiye Ermenileri Kadasetli Patriği Sahak II riyasetinde, 26 Şubat Cuma günü Kumkapı Patriklik Merkez Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi’nde, “Arevakal” (Gündoğumu) duaları gerçekleşti. Törene, Patriklik makamına bağlı ruhaniler ve okuyucular katılırken, ilahileri, Kıdemli Peder Dırtat Uzunyan yönetiminde, pederler ve okuyucular seslendirdi. Tören Patrik Hazretlerinin söylediği Rabbin duası ile başladı. Okunan dualar ve ilahilerin ardından, tün din adamları diz çökerek, “Der Voğormya” (Merhamet et Tanrım) duasının okudular, daha sonra şifa dualarına geçildi. Ardından, Patrik hazretleri, Ermenice ve Türkçe vaazlar verdi.
Ermenice vaazında, ilk günah konusundan yola çıkarak, “Eski Ahit”teki kişilerden “Samson”un günaha düşüşü ve işleyişi üzerine konuştu. Türkçe vaazında ise, Cennetten kovuluş haftası oluşundan yola çıkarak, “Eski Ahit” teki kişilerden “Yunus Peygamber”in hayatı üzerine konuştu.
Patrik Sahak II: “Her günah başkaldırıdır, Tanrı’nın yasasına karşı.”
Türkçe vaazından bazı başlıklar şöyle;
”Günün sonunda, bütün yaratıklar bilecekler ki Tanrı, kralların kralı, Rablerin Rabbi’dir. Bu evrende sadece ve sadece, O’nun dediği ve O’nun istediği olur ve bu evren O’nun sözleri ile yönetilir.
Bizim, günahla ilgili bir sorunumuz var. Herkesin var. Ve günahın en temel özelliği Tanrı’nın sözlerinden hoşlanmamaktır.
İmanın, Tanrı inancının evrenselliği ile, bizim yaşantımızın yerelliği çatışır.
İnsanların, bu hayatta en son ve en güç öğrendiği derslerden birisi bu, biz Tanrı’dan kaçamayız.
Bir insanın en büyük mücadelesi, kendisi ile mücadelesidir. Bilge Süleyman diyor “kendini fetheden kişi, şehir fetheden kraldan daha güçlüdür.” Bizim kendi yanlışlarımızla ilgilenmemiz Tanrı’nın sözleri ile olur.
Tören, hep birlikte söylenen Rabbin Duası ve Patrik Hazretleri’nin son takdisiyle sona erdi.
Ermeni Kilise takvimine göre 28 Şubat Pazar günü, “Anaragi Giragi” (Yaramaz Oğul Haftası) idi. Patriklik, Facebook sayfasından yayınlanan ve Pandemi kısıtlamaları sebebi ile bu gün için, 25 Şubat Perşembe günü düzenlenen Kutsal Sunu ayini, Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde, Kıdemli Peder Kevork Çınaryan eli ile gerçekleşti. Kutsal Sunu töreni sonunda, tüm Rab’de uyuyanlar için, “Hokehankist” (Ayin-i Ruhani) duaları okundu.
Büyük Oruç döneminde Kutsal Sunu Ayinleri, kapalı perde arkasında gerçekleşiyor.
Bu yayının ardından, canlı yayın ile, Patrik Sahak II hazretleri Ermenice ve Türkçe vaazlar verdi.
Ermenice vaazında Luka 15:1’i okuyarak, kilise takvimindeki “Anaragi Giragi” (Yaramaz Oğul Haftası) üzerine konuştu.
Türkçe vaazında ise Luka 15:11-32 okuyarak yorumladı.
Türkçe vaazından bazı başlıklar şöyle;
”Tanrı’nın yarattığı doğada karşıtlar, karşıt değil, kutuplardır. Birbirlerini tamamlarlar, geçişirler. Aynı şeyler değildir ama bir arada bulundukları yerler vardır.
Hayatın zenginliğinde, Tanrı, her şeyin içine, ötekinin tohumunu da yerleştirmiş, dönüşümleri sağlasın diye...
Günahkarın içinde de, büyük iman tohumları vardır. Ne zaman çıkar ortaya bilemezsin sen. Sen üstüne düşeni yapacaksın. Sen kurtulmuşsan, azizsen, onu arayacaksın.
Bu meselde, bu iki oğul, insanlıkta iki kutubu bize anlatıyor, ahlaki açıdan.
Kutsal kitap o anlamda dürüsttür. Kutsal kitap değiştirilmiştir diyenlere karşı, Kutsal kitabın kendi savunusu odur. Çünkü Kutsal Kitap, Peygamberlerin de yanlış yaptığını yazar. Kutsal Kitap, günahlarların da düzelebileceğini gösterir.
Çünkü Tanrı, hiç bir şeyi aynı yaratmadı. Bizim aynı şeyleri yapıyor olmamız, aynı insanlar olduğumuz anlamına gelmez. Tanrı farklılığı istiyor.
Tanrı bizim kişilik olmamızı, farklı farklı kişiler olarak, barış içinde birlik olmamızı istiyor. Tanrı bu zenginliği istiyor.
Tanrı da bizi dünyaya böyle gönderiyor…Bu dünyaya geldik ve Tanrı bizi boş göndermedi, mirası verdi bize. İnsan olma mirasımızı.
İmanlı hayatı bir geri dönüş yolculuğu. Yani henüz daha Baba’ya varmadık. Baba’ya ve Baba’nın evine geri dönüş yolculuğu içindeyiz biz.
Tanrı gitmemize izin verdi, günahı denememize izin veriyor, günahın içine batmamıza izin veriyor ve o günahın içinde tekrar kendisini seçmemizi istiyor. Geri döndüğümüzde, bizi kabul etmeyi, geçmişimizi unutmayı, yeni bir başlangıçla bizi ödüllendirmeyi, kabul ediyor. İncil budur. İncil’in mesajı budur. Ve İncil’in mesajı bütün insanlar içindir.
Ruh kıtlığı, bizi Tanrı’ya yöneltir ve deriz ki bir Baba var…
Tanrı’ya acıkmak ve susamak çok önemli…İnsan ruhunun, Tanrı’ya açlığını fark etmesi, onun için yazgısal bir dönüşün de başladığı yerdir.
Her günah, başkaldırıdır Tanrı’nın yasasına karşı…
Tanrı için günah mesele değil. Tanrı için mesele, günahı anlamamak.
Bizim günahlarımız da, Tanrı’nın ışığıyla ve Kutsal Kitabın kelam sözüyle, suyuyla, gerçekten hayata dönüşür…
Dindarlığımız bizim, hayatı yaşamamıza engel olmaması lazım. Biz hayatı yaşamalıyız. Hayatın bize sunduğu nimetleri yaşamalıyız ama Tanrı’nın yasası içinde. Doğru olarak, aşırılıklara kaçmadan. Rab sizinle olsun kardeşlerim.
