Anadolu Protestan Kilisesi tarafından 16 Eylül Cumartesi günü “Tanrı, Engelliler ve Kilise” Semineri düzenlendi.
Seminerde, Tanrı’nın gözünden engelli insanlar ve gündelik hayatta ya da kilisede karşılaştığımız engelliler için nasıl hizmet edebiliriz gibi konularda yönlendirici ve Kutsal Kitap’a dayalı bilgiler verildi.

İlk konuşmacı, “Kutsal Kitap engellilerle ilgili ne diyor?” üzerine bir konuşma yaparak Kutsal Kitap’ın Eski Ahit bölümünden örnekler verdi. Yaratılış 1:26-27’daki ayete göre, engelliler dahil herkesin Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldığını belirtti. Çıkış 4:10-11 referans göstererek Musa’nın Rab’be hizmet etme konusunda kendisini güvensiz kılan bir konuşma engeli olduğunu bildirdiğini; ama Tanrı, Musa’nın onun yanında olacağını hatırlattı.
Yuhanna 9:1-3’da, İsa Mesih görme engelli olarak doğan adamın engelinin kendisinin ya da ailesinin işlediği günah ya da günahlar sonucu olmadığını, Tanrı’nın işlerinin onun yaşamında görülmesi için kör doğduğunu bildirir.
Engellileri dışlandığımızda Tanrı’nın ailesinin en önemli kısmını dışarıda bırakmış oluruz.

İkinci konuşmacı; “Hristiyanlar olarak engellilere karşı tutumumuz ne olmalı?” üzerine konuştu.
İsa Mesih İncil’de geçen hizmetlerinin %75’i engellilere yönelik olduğunu anlatan ikinci konuşmacı, engelli insanların o dönemde toplumda en çok dışlanan ve reddedilen kişiler arasında olduğunu, ancak İsa Mesih’in onları gördüğünü, onları sevdiğini ve onların fiziki durumlarını da, manevi durumlarını da iyileştirdiğini vurguladı.
“Kendimize şu soruyu sormalıyız: Tanrı’nın, herkesi kendi ailesine davet etme buyruğuna uyuyor muyuz, yoksa bazılarını konumları veya yeteneklerinden dolayı onlara tercih ediyor muyuz? Engelli insanların kilisemizde veya toplumumuzda bir yeri olduğunu düşünmeyebiliriz, ancak bu, kesinlikle Kutsal Kitap’a aykırı olur. Engellileri dışlandığımızda Tanrı’nın ailesinin en önemli kısmını dışarıda bırakmış oluruz. Onların bize, kiliseler olarak bizim de onlara ihtiyacımız var.“
“Engelli insanları yalnızca ilgilenilecek insanlar olarak değil, aynı zamanda karşılıklı yarar sağlayan dostluklar kurabileceğimiz ve birlikte hizmet edebileceğimiz insanlar olarak görmeliyiz.”

Üçüncü konuşmacı ise; “Kilisemizde ve içinde yaşadığımız toplumda engelli ailelere nasıl hizmet edebiliriz?” konusuna değindi.
Engellileri de kapsayan kiliselerin oluşturulabileceğini bunun için kiliselerin yüreğinin engellilere açık olması gerektiğini söyledi. Kiliselerdeki kişilerin bilgilendirilmesinin çok önemli olduğunu, kiliselerde her yıl engellilere odaklanan vaazların planlanabileceğini belirtti. Engellilikle ilgili hangi sözcüklerin uygun ya da uygun olmadığı öğretilebileceğini ve engellilerle iletişim kurup onlara karşı daha sabırlı olunabileceğini vurguladı.