İngiltere’de 1000’e yakın kilise lideri, aşı pasaportlarının uygulanmasına karşı çıkan açık bir mektup derledi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve devredilen ülkelerin ilk bakanlarına gönderilecek mektupta, aşı pasaportlarının uygulanmasını, “İngiliz siyaset tarihinde yapılmış en tehlikeli politika önerilerinden biri” olarak nitelendiriliyor.
Kilise liderleri mektupta, aşı olanlarla olmayanlar arasında bölünmüş “tıbbi ayrımcılık” ve “çifte standartlı toplum” konusunda uyardılar.
İnsanların vicdanlarından dolayı aşıyı geri çevirmekte özgür olmaları gerektiğini ve bunu yapmanın onları kamusal yaşamdan dışlamaması gerektiğini savunuyorlar.
Ayrıca aşı olup olmadıklarına bakılmaksızın kilise kapılarını herkese açık tutacaklarını belirtiyorlar.
Aşı pasaportları, insanların mağazalar, tiyatrolar, restoranlar ve oteller gibi halka açık alanlara girmelerine izin verilmeden önce Covid-19’a karşı aşılanmış olduklarına dair kanıt isteyerek ülkelere kısıtlamaları hafifletmenin bir yolu olarak gösterildi.
Birleşik Krallık’ta 32 milyondan fazla kişi ilk aşı dozunu alırken, 7 milyondan fazla kişi her iki aşıyı da olmuş durumda. Airfinity takipçisi, Ağustos ayının ilk haftasında nüfusun %75’inin tamamen aşılanacağını tahmin ediyor.
Birleşik Krallık’taki vaka sayılarını binlerce kişiye indiren başarılı aşı ile, gerekli olmayan dükkanlar ve açık havada yemek yeme bu hafta yeniden başladı.
Hükümet geçen hafta, “sosyal mesafe gereksinimlerinin azaltılmasında rol oynayabileceklerini” söyleyerek, aşı pasaportlarının uygulanmasına açık olduğunu ifade etti.
The Times tarafından yapılan bir anket, aşı pasaportları sosyal mesafenin sona ermesi anlamına geldiği takdirde, güçlü bir halk desteği olacağını ortaya çıkardı, ancak kilise liderleri Hükümeti bu yoldan gitmemeye çağırıyor.
Muhalefetlerini dile getirerek, “aşılananların zaten koruma altına alındığını” ve aşı pasaportunun gereksiz hale geldiğini savunuyorlar, ancak aynı zamanda demokrasi ve bireysel özgürlük üzerindeki etkisi konusunda da ciddi endişelere dikkat çekiyorlar.
Aşı pasaportlarının, “etik olmayan bir baskı biçimi ve bilgilendirilmiş rıza ilkesinin ihlali” olacağını söylüyorlar.
Liderler, “İnsanların şu anda mevcut olan aşıları alamamak veya almak istememek için çeşitli nedenleri olabilir, buna bazı Hristiyanlar için aşı üretimi veya test etiği ile ilgili ciddi vicdan sorunları da dahildir
Çifte standartlı bir toplum ve aşılamayı reddeden bir alt sınıfın kamusal yaşamın önemli alanlarından dışlandığı tıbbi bir ayrımcılık yaratma riskiyle karşı karşıyayız.
Ayrıca, bu planın, COVID aşı durumunun diğer tıbbi tedavi biçimlerini ve hatta belki de ötesinde başka kriterleri de kapsayacak şekilde genişletilebileceği kalıcı bir duruma yol açacağına dair meşru bir korku var.
Bu plan, bildiğimiz şekliyle liberal demokrasinin sonunu getirme ve hükümetin vatandaşların yaşamlarının belirli yönlerini kontrol etmek için teknolojiyi kullandığı bir gözetim devleti yaratma potansiyeline sahiptir.
Bu nedenle, bu, İngiliz siyaset tarihinde şimdiye kadar yapılmış en tehlikeli politika önerilerinden birini oluşturuyor” açıklamasında bulundular.
Mektup, Rev Dr Jamie Franklin, Curate of St George in the Meadows, Nottingham, Rev David Johnston, İrlanda Presbiteryen Kilisesi Emeritus Bakanı, Rev Dr William JU Philip, Glasgow Tron Kilisesi Bakanı, Londra, Ealing Uluslararası Presbiteryen Kilisesi Bakanı Rev A Paul Levy, Niddrie Community Church Kıdemli Bakanı Rev Mez McConnell ve Glasgow Bağımlılığı Kurtarma Merkezi İcra Direktörü Terence McCutcheon tarafından derlendi.
“Aşı pasaportu, negatif test sertifikası veya başka herhangi bir ‘sağlık kanıtı’ olmayanlara kapılarını kapatabilecekleri hiçbir koşul” ve eğer Hükümet programa devam ederse yasal işlem yapılacağına dair belirti öngörmüyorlar.
Mektupta, “İsa Mesih Kilisesi’nin devlet tarafından sosyal olarak istenmeyen olarak kabul edilenleri dışlaması bizim için aforoz ve İncil’in gerçeğini inkar etmek olur
Vaaz ettiğimiz mesaj Tanrı tarafından tüm insanlar için verilir ve evrensel tövbe ve ona olan iman çağrısıyla Mesih İsa’da sunulan lütuf armağanından başka hiçbir şey içermez.
İnsanların bu hayat veren mesajı duymaya ve bu hayat veren hizmeti almaya olan girişimlerini reddetmek, Mesih’e ve İncil’e karşı köklü bir ihanet olacaktır.
Gerçek Hristiyan kiliseleri ve örgütleri bunu yapamazdı ve Hristiyan liderler olarak bizler böyle bir Parlamento Yasasına şiddetle direnmek zorunda kalırdık” ifadeleri yer alırken, orantısız olduğu gerekçesiyle İskoç Hükümeti’nin karantina sırasında halka açık ibadet yasağını kaldıran son adli incelemelerine dikkat çekerek sona eriyor.
Liderler ayrıca, ”Test etmek veya aşı yaptırmamak gerekçesiyle insanların ibadet için toplanmasını engellemeye yönelik herhangi bir girişimin, nasıl benzer şekilde ihlal olarak değerlendirilmediğini anlayamıyoruz
Bu öneriye halihazırda muhalefet eden Parlamento üyeleriyle; bu tür zorunlu sağlık sertifikalarını İngiliz toplumuna sokmanın bölücü, ayrımcı ve yıkıcı olacağı konusunda hemfikiriz.
Hükümeti, şimdi ve hiçbir zaman bu tehlikeli ve liberal olmayan planı uygulama niyetinde olmayacağını, güçlü ve net bir şekilde duyurmaya çağırıyoruz” ifadelerinde bulundular. (CT)
