Soner Tufan
Suriye’de 21 Nisan 2013 tarihinden Şam’da bulunan Antakya Rum Ortodoks Patrikhanesine bağlı Halep ve İskenderun Ortodoks metropoliti Pavlus Yazıcı ve Halep Süryani Ortodoks metropoliti Yuhanna İbrahim’in kaçırılmasının üstünden 11 gün geçti, halen kendilerinden haber alınamadı. Kim, neden kaçırdı? Amaçları neydi? Bu arada metropolitleri kaçırırken kendisi de bir din adamı olan şoförleri de olay yerinde hemen öldürülmüştü.
Kaçırılmalarından birkaç gün sonra büyük olasılıkla bilgi kirliliği yaratmak niyetiyle metropolitlerin serbest bırakıldığı yönünde bazı gazeteler haber yaptılar. Bunun üzerine Hatay’da bulunan din önderleri bir açıklama yaparak kaçırılan metropolitlerin serbest bırakıldığı bilgisinin yanlış olduğunu söylediler. Tüm amaçları barış olan din adamlarının kaçırılmasından duydukları derin üzüntüyü ifade ettiler.
Hatta geçtiğimiz günlerde YPG (Halk Savunma Birlikleri) bir açıklama yaparak metropolitleri ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ‘nun kaçırdığını Fırat Haber Ajansı ANF’ye verdikleri demeçte ifade ettiler.
YPG, ÖSO’ya bağlı olan Feteh El-Hasan liderliğinin inisiyatifinde bu kaçırılma olayının yaşandığını ve olayın takipçisi olduklarını, serbest bırakılmazlarsa operasyon yaparak metropolitleri kurtaracaklarını duyurdular. Ama bu da metropolitlerin serbest bırakıldıkları haberleri gibi asılsız çıktı. Lakin bu açıklamanın da üzerinden bir hafta geçmesine karşın metropolitlerle ilgili hiç bir gelişme olmadı.
Buna Ek olarak BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş da PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’le metropolitlerin bulunması niyetiyle bir görüşme yaptı. BDP de olayın takipçisi olduğunu ifade etti. Ki Dış İşleri Bakanlığı’nın da olayı takip ettiğini ve temaslarda bulunduğu bilinmekte.
Evet o bölgede kaçırılan herkesin başına gelen Metropolitlerin başına da gelmiştir. Kaçırılan mühendisler, şoförler ve gazeteciler gibi din adamları da kaçırılmış, ya birilerine mesaj verilmiş, ya da birilerine bedel ödetilmeye, öç alınmaya çalışılmış olabilir. Belki Amerikalılardan öç almak için, belki Afganistan’ın acısını çıkarmak için, belki Boston saldırısı, ya da Irak işgali, belki belirgin ülkelere yönelik dış politikaların yansıması olabilir, kim bilir? Korku vermek ve terör estirmek için de olabilir.
Ancak korkulması gereken fani canlılar, eli silahlı militanlar değildir, korkulması gereken canı ve ruhu sonsuza dek yargılayacak olan Tanrı’dır. Gerisi ayrıntıdır. Her şey Tanrı’nın elindedir ve metropolitlerin başına ne gelirse gelsin Tanrı iyilik için etkin olacaktır. Lakin dua etmeye, onları bekleyen ailelere teselli vermeye devam edeceğiz.Doğru bilgiyi okuyucularımıza iletmek için elimizden geldiğince her kaynağı kontrol edeceğiz. Onların akıbeti ne olursa olsun, sonuçta iyi olacaktır.
Doğrular için adalet hep işleyecektir. Metropolitlerin en kısa zamanda kurtulması dileğiyle…
