Anatomi’de kafatasının içinde bulunan bir parçaya kemiğin şekli Türk eyerini andırdığı için biz “Türklere” ithafen “Sella Turcica” ismi layık görülmüş. Bu parçanın isminin Türklere ithafen verilmiş olmasının tarihsel kullanımı ve literatüre kazandırılmasından ötürü kendisinden haberdar olmamızda fayda var.
Latince olan Sella Turcica ismi, “Türk eyeri” anlamına geliyor. Bu çukur kemiğin şekli Türk eyerini andırdığı için bu isim layık görülmüş. Bu isim ilk kez, Padua Üniversitesinin ünlü anatomi bilgini Adrianus Spigelius(1578-1625) tarafından kullanıldı.
Osmanlı devletinin o yıllar da egemenliğinden dolayı diğer ülkeler Türk kültüründen daha kolay etkileniyordu. Avrupa’da Türklerin binicilikle özdeşleştirilmesi, bu durumun yansımalarından biridir.
Adrianus Spigelius’un ölümünden iki yıl sonra ise, öğrencisi tarafından yayımlanan ‘De Humani Corporis Fabrica(İnsan Vücudu Fabrikası)’ adlı eserle, bu kelime literatüre kazandırıldı.
Terim, farklı dünya dillerine yine aynı anlama gelecek şekilde çevrilmiş: İngilizce “Turkish saddle”, Almanca “Türkensattel”, Fransızca “Selle Turcique”, Arapça “Serc-i Turki.” Bir çok dünya diline aynı anlamda geçse de, yine de uluslararası literatürde çok kabul gördüğü söylenemez.
Sella Tucica, Posterior hipofiz’in hipotalamus’tan aşağı doğru uzanarak üzerine yerleştiği bir kemiktir. Bu yapının işlevi hiç sıradan değil; genel kesim tarafından bilinmese de, vücudumuzun en önemli parçalarından biridir. Vücut içi denge için gerekli olan birçok hormonun kontrolünden sorumludur.